top of page

Rockefeller Vakfının 2010 yılından Bugünleri Anlatan Gözetim-Denetim Senaryosu

Güncelleme tarihi: 23 Eyl 2021

Küresel gözetleme ve denetim araçlarının yaygınlaştırılması için bir pandemi fikrinin kullanılması yeni değildir. Amerikan Rockefeller Vakfı, 2010 gibi erken bir tarihte, şu andaki gelişmelerin etkileyici bir kesinlikte beklendiği, gelecekteki teknolojik ve toplumsal gelişmeleri konu alan çalışma belgesinde bir “Uygun Adım Yürüme Senaryosu” tarif etmişti. (sayfa: 18-25)


Satır Başları

● Çin Hükumeti’nin hızlı önlemleri, zorunlu karantina ve sınırların kapatılması milyonların hayatını kurtardı, virüsün yayılımını diğer ülkelere kıyasla durdurdu ve salgın sonrası daha hızlı iyileşmeyi mümkün kıldı.

● Salgın sırasında tüm dünyadaki ulusal liderler yetkilerini esnettiler, açık alanlarda, tren istasyonlarında, süpermarketlerde zorunlu maske kullanımı, ateş ölçümü gibi sıkı kurallar uygulamaya başladılar. Salgın azaldıktan sonra dahi kontroller ve aktivitelerde kısıtlamalara devam edildi.

● İlk başta dünyanın “daha çok kontrol altında olması” kavramı kabul gördü. Vatandaşlar bağımsızlıklarını, mahremiyetlerini kendi istekleriyle daha güvenli ve istikrarlı bir ortam karşılığında devletlere bıraktılar. Vatandaşlar baştan aşağı yönetilmeye ve gözetilmeye daha toleranslı ve hatta daha da istekliydiler...


İşte bu belgenin Türkçeye tercüme edilmişi:

Senaryo Anlatımları


Uygun Adım Yürüme

Yukarıdan aşağıya gittikçe sıkılaşan hükumet kontrolü olan bir dünya, daha fazla otoriter liderlik ve sınırlı yenilikle birlikte vatandaşın artan direnci


2012 yılında sonunda beklenen salgın dünyayı vurdu. 2009 yılındaki H1N1’in aksine bu yeni grip türü yabani kazlardan ortaya çıktı- son derece güçlü ve öldürücüydü. Salgına hazırlıklı ulusları bile etkileyip tüm dünyaya yayıldı. Nüfusun %20’sini enfekte etti, çoğunluğu genç ve sağlıklı yetişkinler olmak üzere 8 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. Pandemi ekonomi üzerinde de ölümcül bir etkiye sebep oldu: uluslararası düzeyde hem insan hem de eşya hareketliliği durdu, turizm endüstrisi zayıfladı ve küresel tedarik zincirleri koparıldı. Hatta kalabalık dükkanlar, işyerleri aylarca boş kaldı.


Salgın gezegeni kapladı-virüsün orman yangını gibi yayıldığı Afrika’da, Güneydoğu Asya’da ve Orta Amerika’da resmi sınırlama protokol eksikliğinden dolayı çok sayıda insan öldü. Fakat gelişmiş ülkelerde bile önleme çok zordu. ABD’nin uçuş caydırma politikasındaki hoşgörü, virüsün ABD sınırları dışına da yayılmasına sebep oldu ve ölümcül hale geldi. Bununla birlikte bazı ülkeler, özellikle Çin Hükumeti, daha iyiyi başardı. Çin Hükumeti’nin hızlı önlemleri, zorunlu karantina ve sınırların kapatılması milyonların hayatını kurtardı, virüsün yayılımını diğer ülkelere kıyasla durdurdu ve salgın sonrası daha hızlı iyileşmeyi mümkün kıldı.


Çin Hükumeti vatandaşlarının virüse maruz kalmaması için riske karşı sıkı önlemler alan tek ülke değildi. Salgın sırasında tüm dünyadaki ulusal liderler yetkilerini esnettiler, açık alanlarda, tren istasyonlarında, süpermarketlerde zorunlu maske kullanımı, ateş ölçümü gibi sıkı kurallar uygulamaya başladılar. Salgın azaldıktan sonra dahi kontroller ve aktivitelerde kısıtlamalara devam edildi. Dünya liderleri pandemi ve uluslararası terorizmden çevresel krizlere, artan yoksulluğa karşı yayılımdan korunmak için güçlerini ellerine aldılar.


İlk başta dünyanın “daha çok kontrol altında olması” kavramı kabul gördü. Vatandaşlar bağımsızlıklarını, mahremiyetlerini kendi istekleriyle daha güvenli ve istikrarlı bir ortam karşılığında devletlere bıraktılar. Vatandaşlar baştan aşağı yönetilmeye ve gözetilmeye daha toleranslı ve hatta daha da istekliydiler ve ulusal liderler uygun gördükleri düzeni uygulamakta serbestiye sahipti: biyometrik kimlikler, örneğin istikrarı ulusal çıkarlar için hayati kabul edilen kilit endüstriler için daha sıkı düzenlemelerin yapılması. Birçok gelişmiş ülke, bir dizi yeni düzenleme ve anlaşmalarla yavaş ama istikrarlı şekilde işbirliğini ve ekonomik büyümeyi güçlendirdi.


Ancak gelişmekte olan ülkelerde hikaye farklıydı ve çok daha değişkendi. Üst otorite büyük ölçüde liderlerin kapasitesine, yeteneklerine ve niyetlerine bağlı olarak farklı ülkelerde farklı formlar aldı. Düşünceli ve güçlü liderlerin olduğu ülkelerin ekonomik statüsü ve hayat kalitesi arttı. Örneğin 2016 yılından sonra Hindistan’da hükumet yüksek emisyonlu araçları yasadışı ilan edince hava kalitesi artış gösterdi. Gana’da alt yapıları iyileştiren temiz su bulma çalışmaları su kaynaklı hastalıkların yayılmasını azalttı. Fakat bazı ülkelerde kendi çıkarlarını sorumsuzca kullanan liderlerin yönetimi trajik olaylar yaşanmasına sebep oldu.


Olumsuz etkiler de vardı, kuvvetli milliyetçiliğin yükselişi yeni tehlikeler oluşturdu: Örneğin 2018 Dünya Kupası’nda spekülatörler ulusal bayraktan yapılmış kurşun geçirmez yelekler giydiler. Kuvvetli teknoloji sistemleri yeniliği bastırdı, maliyetleri yüksek tuttu ve benimsemeyi engelledi. Gelişmekte olan ülkelerde “onaylanmış” teknolojiye erişim arttı ancak sınırlı kaldı: teknolojik yeniliklerin odağı büyük çoğunlukla gelişmekte olan ülkeler idi ve başkalarının kendileri için “en iyi” olarak gördüğü teknolojileri alıyorlardı. Bazı hükumetler bunu büyüklük taslamak olarak gördüler ve bilgisayarların dağıtılmasını reddettiler ve diğer teknolojilerle “ikinci el” olarak dalga geçtiler. Bu arada daha fazla kaynak ve kapasiteye sahip gelişmekte olan ülkeler yeni metotlarla eksiklerini kendileri kapatmaya başladılar.


“BAZI TOPLUMLARI BELLİ SÜRELİĞİNE DİSİPLİNE ETMEK VE KONTROL ETMEK MÜMKÜNDÜR ANCAK TÜM DÜNYAYI SÜREKLİ OLARAK MÜMKÜN DEĞİLDİR“

– GK Bhat, TARU Leading Edge, India


Gelişmekte olan ülkelerde üst otorite kurallarının varlığı girişimciliği önemli ölçüde engelledi. Bilim insanları ve yenilikçiler hükumet tarafından en çok para getirecek projelere (örneğin Pazar odaklı ürün geliştirme) veya “kesinleşmiş çalışmalara” (örneğin temel araştırmalar) yönlendirildi, daha riskli ve yenilikçi araştırma alanlarından vazgeçildi. Varlıklı ülkeler ve büyük araştırma bütçeleri olan tekel şirketler belirgin gelişmelere sahip oldular, fakat atılımlarının ardındaki internet protokolü ulusal ve kurumsal katı politikalarının ardında kilitli kaldı. Rusya ve Hindistan ürün ve tedarikçi şifreleme sertifikalarını denetlemek için Bilgi İşlem yenilikleri adı altında katı kurallar koydular. ABD ve Avrupa küresel teknolojinin yayılmasına misilleme yaparak geri adım attı.


Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kişilerin kendi çıkarlarına göre hareket etmesi, ister kaynaklara erişim için isterse de ekonomik büyümeyi başarabilmek için bir araya gelmek olsun bu ilgi alanlarına uygun olan ittifaklar aramak anlamına geliyordu. Güney Amerika ve Afrika’da bölgesel ve alt bölgesel ittifaklar daha da yapılandırıldı. Kenya Güney ve Doğu Afrika’ya ticaretini ikiye katladı, bölgede yeni ortaklıklar kurulmaya başlandı. Çin’in Afrika’daki yeni iş imkanları ve yapılandırma yatırımı kilit minerallere veya yiyecek ihracatına erişim karşılığında büyüdü. Sınır ötesi bağlantılar resmi güvenlik yardımı şekliyle çoğaldı. Yabancı güvenlik ekiplerinin konuşlandırılması bazı ülkelerde hoş karşılandı, tek tip çözümler ise az olumlu sonuç verdi.


2025 yılına doğru insanlar liderlerin ve otoritelerin kendileri için karar vermelerinden bıkmaya başladılar.


Ulusal çıkarlar kişisel çıkarlarla çatıştığında anlaşmazlık oldu. Tek tük kısıtlama organize ve koordineli olmaya başladı, hoşnutsuz gençler ve haklarının ellerinde kaymaya başladığını gören insanlar (çoğunluklar gelişmekte olan ülkelerde) huzursuzluğu teşvik etmeye başladı. 2026 yılında, yolsuzluklardan bunalan Nijerya’daki protestolar hükumetlerin çok çalışarak kurduğu düzenin artık geride kalacağı hissini öne çıkmaya başladı.


Uygun Adım Yürümede BASAMAKLAR

Uygun Adım Yürümede HAYIRSEVERLİĞİN ROLÜ

Hayırsever kuruluşlar bu dünyada zor seçimlerle karşı karşıya kalacaklar. Hükumetlerin güçlü rolü gözönüne alındığında hayırseverlik faaliyetleri diplomasi becerisinin artmasını ve farklı ortamlarda çalışma kabiliyetinin gelişmesini gerektirecektir. Hibeler ve sivil toplum bağlantıları hükumet tarafından yönetilecektir ve bazı vakıflar kendilerini ulusal resmi kalkınma yardımı (ODA) stratejileri ve hükumet hedefleriyle daha yakın hizaya getirmeyi seçebilirler. Büyük orandaki yardımlar etkisini koruyacak, daha küçük hayırsever yardımlar finansal, insani ve operasyonel kaynakların birleşmesini sağlayacak.


Evrensel hak ve özgürlükleri teşvik etmek isteyen hayırsever kuruluşlar, birçok ülkenin sınırlarında engellenecek. Dünyada akıllı, esnek ve geniş kapsamlı ilişkiler geliştirmek ise bunun anahtarı olacak. Bazı hayırseverler yalnızca becerilerinin ve hizmetlerinin direnişi karşılamadığı yerlerde çalışmayı seçebilirler. Birçok hükumet, uluslararası düzeyde hayırseverlerin çalışabileceği program alanları ve coğrafyalara ciddi kısıtlamalar getirecek ve bu da daha dar kapsamda, yalnızca kendi ülkelerine ve güçlü bir coğrafyaya odaklanma veya hibeye yol açacaktır.


Uygun Adım Yürümede TEKNOLOJİ

Gelecekte önemli teknolojik ilerlemelerin ne olacağını doğru bir şekilde tahmin etmenin bir yolu olmasa da, senaryolar koşulların belirli teknolojilerin gelişimini mümkün kılabileceği veya hızlandırabileceği alanlara işaret ediyor. Bu nedenle, her senaryo için teknolojik yenilik bağlamını, atılacak adımların farkındalığını, coğrafyayı ve kilit yaratıcıları göz önünde bulundurarak sunuyoruz. Ayrıca her senaryoda gelişebilecek birkaç teknoloji eğilimi ve uygulaması öneriyoruz.


“Uygun Adım Yürümede” teknolojik yenilikler hükumet tarafından yönlendirilir ve ulusal güvenlik, sağlık, emniyet gibi konulara odaklanılır. Birçok teknolojik yenilik gelişmiş ülkeler tarafından yaratılır, hükumetlerin vatandaşı kontrol etme isteği ve gözlenmesi isteğiyle şekillendirilir. Zayıf yönetime sahip ülkelerde büyük ölçekli projelerin askıda kalması çok görülür.


Teknoloji trendleri ve uygulamaları:

  • Gelişmiş fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) teknolojisini kullanan tarayıcıların, “antisosyal niyeti” tespit etmek için havaalanları ve diğer ortak alanlarda standart haline gelmesi

  • Pandemi sonrasında, yiyecek ve içecekler için daha akıllı ambalajlama, önce işletmeler arası bir ortamda büyük şirketler ve üreticiler tarafından uygulanır ve daha sonra bireysel ürünler ve tüketiciler için benimsenir.

  • Bulaşıcı hastalıkları tespit etmek için yeni teşhisler geliştirilmiştir. Sağlık taramasının uygulanması da değişir; tarama, bir hastane veya hapishaneden serbest bırakılması için bir önkoşul haline gelir ve birçok hastalığın yayılmasını başarılı bir şekilde yavaşlatır.

  • Görüntülü teknolojiler, seyahat kısıtlaması olan toplumlar için daha ucuz, daha düşük bant genişliğine sahip, gelişmiş iletişim sistemleri talebine yanıt verir.

  • Yerli ekonomiyi koruma ve ulusal güvenlik kaygılarıyla hareket eden ülkeler, Çin'in güvenlik duvarlarını taklit ederek kendi bağımsız, bölgesel olarak tanımlanmış Bilişim Teknoloji ağlarını oluştururlar. Hükumetler internet trafiğini kontrol altında tutma konusunda başarıya sahiptir, ancak bu çabalar yine de “Dünya Çapında” Web'i kırmaktadır.

Uygun Adım Yürümede HAYAT

Manisha, Ganj Nehri’ne bakarken gördükleri karşısında büyülendi. 2010 yılında 12 yaşındayken ailesi onu bu nehre banyo yapması için getirmişti. Fakat kenarında dururken korkmuştu. Suyun derinliği değildi ya da akıntı değildi korkutan fakat suyun kendisiydi: bulanık ve kahverengiydi, keskin ve çürük çöp kokusu vardı. Manisha duraksadı fakat annesi bağırarak, bu nehrin Vishnu’nun nilüfer çiçeği ayaklarından aktığını ve onurlandırması gerektiğini söyleyerek ileriye itti. Milyonlarca Hintli’nin inanışına göre annesi de Ganj Nehri’nin ruhları temizleyip günahlardan arındırdığına ve hatta hastalıkları iyileştirdiğine inanıyordu. Manisha bu sebeple isteksizce kendini nehre daldırdı, kazara su yuttu ve aylarca ishale sebep olan “giardia” enfeksiyonuna yakalandı.


Bu deneyim bugünü daha kayda değer yapıyor. 2025 yılıydı. Manisha 27 yaşındaydı ve Hindistan Arıtma Girişimi’nde (GPI) yöneticiydi. Yakın zamana kadar, Ganj nehri koliform bakteri seviyesi astronomik ölçüde olan, kanalizasyon atıkları (2010 yılında günde 89 milyon litre), hayvan ceset atıkları ile dünyadaki en kirli nehirdi. Ganj nehrini temizlemek için düzinelerce yapılan girişim başarısız olmuştu. 2009 yılında Dünya Bankası Hindistan’a temizlik için 1 milyar dolar borç verdi. Fakat salgın vurdu ve fon kurudu. Fakat hükumetin Ganj’ı temizleme taahhütü devam etti. Şimdi artık sadece bir halk sağlığı sorunu değil gittikçe artan onur meselesi oldu.


Manisha Hindistan Arıtma Girişimi’nde (GPI)’ye 2020 yılında katıldı, kısmen hükumetin Hindistan’ın en değerli kaynağının ekolojik sağlığını kazanmaktaki güçlü duruşu onu etkilemişti. Memleketi Jaipur’da salgın sırasında hükumetin karantinaları ile birçok hayat kurtuldu ve bu deneyim, Manisha’nın düşüncesine göre, hükumete nehrin kullanımı ile ilgili sıkı uygulamalar yapma rahatlığını verdi: başka nasıl birçok Hint vatandaşı bu kutsal bölge ile olan kültürel uygulamayı değiştirebilirdi? Ölüleri yakma ritüeli şimdi artık yasadışıydı ve yıllarca süren hapis cezası veriliyordu. Nehre herhangi bir atık bırakan şirketler anında kapatılıyordu. İnsanların yıkanması ve çamaşırlarını yıkaması ile ilgili de ağır kısıtlamalar getirildi. 20 metrede bir “Hindistan’ın en değerli doğal kaynağına saygısızlık” tabelaları konuldu. Tabii ki herkes bundan hoşlanmadı sıkça protestolar yapıldı. Fakat kimse Ganj Nehri’nin daha güzel ve daha sağlıklı olduğu gerçeğini inkar edemedi.


Manisha mühendislerin banklara ekipman boşaltışını izledi. Birçok iyi bilimci, mühendis hükumet tarafından yüksek teknoloji temizleme stratejilerini geliştirmek için işe alınmıştı. En favori olanı nehrin altında yüzen ve sensörlerle kimyasal patojenlerin varlığını tespit eden botlardı. Kirli suyu emen, temiz suyu veren dışardan tapınak görünümlü filtreleme sistemleri de çok etkileyiciydi. Bu sebeple bugün Manisha nehirdeydi, küçük bir kızken Ganj’a adım attığı yerin 100 metre ötesindeki filtrasyon sistemini denetleyecekti. Su şimdi çok daha temiz gözüküyordu ve yapılan testler 2035 yılında içilme standartlarına geleceğini öngörüyordu. Manisha ayaklarını suya daldırmayı düşündü ancak burası kısıtlı bölgeydi, o ve tüm insanlar bu kuralı çiğnememeliydi.


Çeviri: D.K.


Kaynak:

3.335 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


● “Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak uyanır” - Nutuk (Atatürk)

 

● Önce seni görmezden gelirler, Sonra sana gülerler, Sonra sana saldırır ve seni yakmak isterler. Sonra da anıtını dikerler. (Nicholas Klein)

● Alay etmek baskı gibidir. Uygar bir ülkede bir hareket, alay edilerek yok edilemediğinde yavaş yavaş saygı görmeye başlar (Mahatma Gandhi)

● Ülkenin senin için ne yapabileceğini değil, senin ülken için ne yapabileceğini sor (J.F.Kennedy)

bottom of page