13.01.2021
Murat Soydan
Propaganda serimizde gerçeği çarpıtan, kavramları tersine çeviren uluslararası akımları çok konuştum. 2021 yılı da bu konuda hızlı bir başlangıç yaptı. Ünlü magazin dergisi Cosmopolitan, Şubat 2021 kapağında obezite problemi çeken bir modele yer verdi ve şu notu yazdı:
“Bu sağlıklı!”
Aslında ben böylesine basit bir konuda, böylesine basit bir gerçek üzerine bölüm yapmaktan bile utanıyorum ancak mesele tam da bu: En basit konularda bile kavramları nasıl da tersine döndürdükleri. Konu sağlığımız olduğunda bile.
Cosmopolitan kapağının yeni bir durum olmadığından bahsettim. Aslında tüm konu faydalı bir işle başladı. Bir sağlık problemi olan kilo ile dalga geçmek, kilolu kişilere çeşitli sıfatlar takmak, bu kişileri utandırmak ve rencide etmek elbette ki kabul edilemez bir davranış. İngilizce’de “Fat-shaming” denen bu tür kaba davranışlara karşı “bedeninle barışık ol” sloganıyla bir akım başladı. Başlarda son derece faydalı olan bu akım bir noktadan sonra üçüncü dalga feministlerin sağlık karşıtı aktivizmine dönüştü. Obez olmak bir moda gibi sunulmaya başladı. Vogue dergisi “Şimdi moda ne?” sloganıyla yayınladığı posterde kilolu bir modeli paylaştı.
Kilolu olmak elbette dalga geçilecek bir şey değil, bir sağlık problemidir ancak bir anda bu sağlık problemi “moda” etiketi aldı. Billboardlar kilolu modellerle dolmaya başladı.
CNN-Guardian gibi media kuruluşları “Neden şişman vücutlarımızla gurur duyuyoruz?” başlığı ile haberler hazırlamaya ve içeriğinde yaşları çok genç olmasına rağmen yüksek kilolarda bulunan kadınları paylaşmaya, bunun kötü bir şey olmadığını söylemeye başladı. https://www.bbc.co.uk/news/resources/...
Üniversite kulüplerinde ve Sivil Toplum Kuruluşlarında kilolu olmanın sağlıklı olduğu konuşulmaya başladı.
Giderek yayılan bu akım akıl almaz bir boyuta ulaştı ve sağlıklı beslenme ya da egzersiz tavsiye eden insanları “suçlanmaya, linç etmeye” başladılar.
Bir kadın fitness dergisi Aralık ayında “Bu Noel kalorilerini yakmak için harika bir gün...” notuyla bir paylaşım yaptı.
Dergi, bu söyleminden dolayı linç edildi. “İnsanlar kalori yakmak zorunda mı? Diliniz çok problemli!” türünden söylemler karşısında dergi özür dilemek zorunda kaldı.
Bir ses sanatçısı olan Lizzo, sosyal medya hesabında 10 günlük Yeşil Smoothie Detox’u yaptığını söylemesi üzerine linç edildi.
Gelen bir yorum şöyle diyordu: “Lizzo’nun bir diet detoxu yapmış ve bunu kayda alıp milyonlarca takipçisiyle paylaşmış olması kalbimi çok kırdı. Bunu siz de gördüyseniz bedeninizin değişmesi gerektiğini hissetmişsinizdir: Hayır gerekmiyor. Olduğunuz halinizle süpersiniz.”
Bir başka yorumda da şu vardı: “Bugün bütün şişman akranlarım gibi benim de kalbim kırıldı. Lizzo bunu bize yaptığı için çok üzgünüm.”
Şaka gibi, ama bu tablo tam olarak vardığımız gerçeklik.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2016 yılında dünya çapında 18 yaş ve üzeri yetişkinlerden 1.9 milyarı yüksek kiloya sahip, bunların 650 milyonu ise obez.
Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı bilgilendirme raporuna göre yüksek kilonun sebep olduğu hastalıkların başında Şeker Hastalığı, hipertansiyon, metabolik sendrom, koroner arter hastalığı gibi ölümle sonuçlanabilecek rahatsızlıklar gelmekte.
Ünlü tıp dergisi The Lancet’te yayınlanan araştırmaya göre, bir miktar fazla kilolu olanların ortalama ömrü bir sene azalırken önemli derecede fazla kilolu olanların ömrü 10 sene kısalabiliyor.
Araştırmaya göre obez insanlarda 70 yaşından önce ölüm riski yüzde 50.
Kalp hastalıkları, felç, kanser ve solunum yolu rahatsızlıklarına yakalanmak artan kilo ile daha yüksek bir ihtimal haline geliyor.
Rakamlara bakacak olursak, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 2.8 milyon insan, yüksek kiloya bağlı hastalıklar sebebiyle yaşamını yitiriyor ve bu insanların tamamı obez değil, bir kısmı sadece yüksek kiloya sahip.
Yüksek kiloya sahip olanlar COVİD-19 ölümlerinde de ön sıradalar.
Wiley Online Yayın Platformu'nda yayımlanan ve 75 çalışmanın yer aldığı bir meta analiz de, yüksek kilonun COVİD-19’la bağlantısını ortaya koydu. Bu çalışmalarda yüksek kiloda ve obeziteli COVİD-19 hastalarının, COVİD-19 pozitifliğinde yüzde 46, hastaneye yatışta yüzde 113, ölüm sonlanımında yüzde 48'lik artış gösterdiği ortaya konuldu.
Özetle, bilimsel verilere göre normal şartlarda hepimiz obezitenin ele alınması gereken ciddi bir hastalık, ciddi bir salgın olduğu konusunda hemfik olmalıyız. Cosmopolitan dergisinin, CNN’in, üçüncü dalga feministlerin iddia ettiğinin aksine genç kadınları korkunç hastalıklara ve erken ölüme neden olan bir yaşam tarzını benimsemeye teşvik etmek "güçlendirici" veya "kapsayıcı" değil, son derece zararlıdır.
Bakalım yeni yıl, yeni normalle birlikte karşımıza sağlıklı olanı hiçe sayan, gerçeği çarpıtan ve kavramları tersine çeviren daha neler getirecek...
Kaynak :
Comments