Maskelerle ilgili tartışmalar genellikle fayda etmez. Sadece uzmanların dediklerine inanılıyor.
Son bir kaç gündür işte ben de tam olarak bundan yararlanıyorum :
Her seferinde yeterince müşterisi olan farklı bir eczaneye giriyorum.
Her zamanki “Maskeniz nerde, niye takmıyorsunuz? Doktor raporlu muafiyetim var...” tartışmasından sonra nihayet ne istediğimi söyleyebiliyorum.
Maske almak istiyorum (şaşkın yüzler). Kendim için değil, zaten muafiyetim olduğundan ihtiyacım yok. Ama bu önemli. Virüslere, özellikle de bu korona virüslerine karşı koruduğu kanıtlanmış doğru maskeyi almak istiyorum.
Eczacıyla olan konuşmamı diğer müşterilerin de duyabileceği şekilde yüksek sesle sürdürüyorum (şu sıra işitme güçlüğü çeken biri olarak)
Bu konuşmaların her seferinde, “virüslere karşı koruduğu kanıtlanmış bir maskenin mevcut olmadığı” ortaya çıktığından maske alamıyorum.
Sonra daha da yüksek sesle “Başkalarını benden ve kendimi başkalarından korumak için koruyuculuğu kanıtlanmamış, işe yaramayan maskeleri neden takmamız gerektiğini” soruyorum.
En fazla ikinci soruşumdan sonra genellikle : “Çünkü talimatlar böyle” cevabı veriliyor.
Ve baklayı ağızlarından çıkarıyorlar – çünkü hükumet böyle istiyor.
Tartışma bazen daha da ileri gidiyor…
Eczaneden çıkarken (tabi maske almadan) yanından geçtiğim tüm müşterilere herkesin duyabileceği bir sesle: “Bunu duydunuz mu? Eczacı, maske olarak taktığınız şeyin hiçbir işe yaramadığını söyledi.” Ve böylece halka bir "uzmanın" ağzından önemli bilgiler ulaştırılır.
Bu olay – eczacının da yardımıyla - sadece 1 kişiyi bile düşündürse konunun aydınlatılmasına katkı sağlamış oluyorum.
Maria Elisabeth Sipl-Wöginger
Kaynak:
Commentaires